anfangen kelimesi Türkçe'de "başlamak" anlamına gelmektedir. anfangen ile ilgili cümle örneklerini Almanca Türkçe olarak bulabilirsiniz. Almanca A1, A2, B1, B2, C1, C2 dil seviyelerine göre anfangen cümle örnekleri de yine burada verilmektedir.
Wann fängt der Film an? 
Film ne zaman başlıyor?
Er hat begonnen, ein Buch zu schreiben.
O, bir kitap yazmaya başladı.
Wir fangen morgen mit dem Projekt an.
Yarından itibaren projeye başlıyoruz.
Ich fange morgen mit einem neuen Projekt an.
Yarın yeni bir projeye başlıyorum.
Wann fängt der Film an?
Film ne zaman başlıyor?
Er hat gestern mit dem Training angefangen.
Dün antrenmana başladı.
Wir fangen gleich mit der Besprechung an.
Birazdan toplantıya başlıyoruz.
Sie fängt jedes Jahr im Frühling mit dem Garten an.
Her yıl ilkbaharda bahçeye başlıyor.
Kannst du bitte anfangen, den Text zu lesen?
Lütfen metni okumaya başlayabilir misin?
Ich habe vor einer Stunde mit dem Kochen angefangen.
Bir saat önce yemek yapmaya başladım.
Die Kinder fangen bald mit der Schule an.
Çocuklar yakında okula başlıyor.
Als ich ihn sah, fing er an zu lachen.
Onu gördüğümde gülmeye başladı.
Wir sollten endlich mit der Arbeit anfangen.
Artık işe başlamalıyız.
Fang sofort an, sonst wird es zu spät!
Hemen başla, yoksa çok geç olacak!
Der Kurs fängt am Montag um 9 Uhr an.
Kurs Pazartesi günü saat 9'da başlıyor.
Ich fange an, mich an die neue Stadt zu gewöhnen.
Yeni şehre alışmaya başlıyorum.
Er fing an, Fragen zu stellen.
Sorular sormaya başladı.
Sie hat plötzlich angefangen zu weinen.
Birden ağlamaya başladı.