fasten kelimesi Türkçe'de "oruç tutmak, perhiz yapmak" anlamına gelmektedir. fasten ile ilgili cümle örneklerini Almanca Türkçe olarak bulabilirsiniz. Almanca A1, A2, B1, B2, C1, C2 dil seviyelerine göre fasten cümle örnekleri de yine burada verilmektedir.
Während des Ramadans fasten viele Menschen. 
Ramazan boyunca birçok insan oruç tutar.
Ich faste, um meinen Körper zu reinigen.
Bedenimi arındırmak için oruç tutuyorum.
Manche Menschen fasten aus religiösen Gründen.
Bazı insanlar dini nedenlerle oruç tutar.
Ich faste im Ramadan.
Ramazan'da oruç tutuyorum.
Viele Menschen fasten aus religiösen Gründen.
Birçok insan dini nedenlerle oruç tutar.
Während des Fastens esse ich nichts.
Oruç sırasında hiçbir şey yemem.
Sie fastet jeden Montag.
Her pazartesi oruç tutar.
Wir fasten von Sonnenaufgang bis Sonnenuntergang.
Güneşin doğuşundan batışına kadar oruç tutuyoruz.
Fasten hilft dem Körper, sich zu reinigen.
Oruç vücudun arınmasına yardımcı olur.
Er fastet aus gesundheitlichen Gründen.
Sağlık nedenleriyle oruç tutuyor.
Im Christentum fastet man oft vor Ostern.
Hristiyanlıkta genellikle Paskalya'dan önce oruç tutulur.
Ich habe noch nie gefastet.
Hiç oruç tutmadım.
Fastest du heute?
Bugün oruç mu tutuyorsun?
Sie haben beschlossen, gemeinsam zu fasten.
Birlikte oruç tutmaya karar verdiler.
Während des Heilfastens trinkt man nur Wasser und Tee.
Şifa orucunda sadece su ve çay içilir.
Viele nutzen das Fasten auch zur mentalen Reinigung.
Birçok kişi orucu zihinsel arınma için de kullanır.
In einigen Kulturen fastet man, um spirituelle Klarheit zu erreichen.
Bazı kültürlerde ruhsal netliğe ulaşmak için oruç tutulur.
Wenn man falsch fastet, kann das gesundheitsschädlich sein.
Yanlış şekilde oruç tutulursa bu sağlığa zararlı olabilir.