halten kelimesi Türkçe'de "tutmak, durdurmak" anlamına gelmektedir. halten ile ilgili cümle örneklerini Almanca Türkçe olarak bulabilirsiniz. Almanca A1, A2, B1, B2, C1, C2 dil seviyelerine göre halten cümle örnekleri de yine burada verilmektedir.
Kannst du das Seil halten? 
İpi tutabilir misin?
Der Bus hält an der nächsten Haltestelle.
Otobüs bir sonraki durakta duracak.
Halten Sie bitte kurz an.
Lütfen kısa bir süre durun.
Kannst du kurz meine Tasche halten?
Çantamı kısa bir süre tutabilir misin?
Der Bus hält an der nächsten Haltestelle.
Otobüs bir sonraki durakta duruyor.
Ich halte das für eine gute Idee.
Bunu iyi bir fikir olarak görüyorum.
Er hält sein Versprechen immer ein.
Her zaman sözünü tutar.
Halten Sie bitte die Tür offen.
Lütfen kapıyı açık tutun.
Der Lehrer hält eine Rede über Umweltschutz.
Öğretmen çevre koruma hakkında bir konuşma yapıyor.
Sie hält das Baby in den Armen.
Bebeği kollarında tutuyor.
Wir halten morgen ein wichtiges Meeting ab.
Yarın önemli bir toplantı yapıyoruz.
Halte deine Augen offen!
Gözlerini açık tut!
Die Brücke hält die schweren Lasten aus.
Köprü ağır yükleri taşıyor.
Ich konnte vor Lachen kaum den Atem halten.
Gülmekten nefesimi zor tutabildim.
Er hält sein Handy immer in der Hand.
Telefonunu her zaman elinde tutar.
Wir halten uns an die Regeln.
Kurallara uyuyoruz.
Hält der Zug hier?
Tren burada duruyor mu?
Sie hält ihre Meinung für richtig.
Kendi fikrinin doğru olduğunu düşünüyor.
Das Seil hält nicht mehr lange.
Halat daha fazla dayanmaz.
Wir müssen Abstand halten.
Mesafeyi korumalıyız.
Er hält seine Rede vor einem großen Publikum.
Büyük bir kalabalığa konuşmasını yapıyor.
Bitte halte das Glas vorsichtig.
Lütfen bardağı dikkatlice tut.
Die Schüler halten die Bibliothek immer sauber.
Öğrenciler kütüphaneyi her zaman temiz tutar.