holen kelimesi Türkçe'de "getirmek, almak" anlamına gelmektedir. holen ile ilgili cümle örneklerini Almanca Türkçe olarak bulabilirsiniz. Almanca A1, A2, B1, B2, C1, C2 dil seviyelerine göre holen cümle örnekleri de yine burada verilmektedir.
Ich hole die Post aus dem Briefkasten. 
Postayı posta kutusundan alıyorum.
Er holt ein Glas Wasser aus der Küche.
O, mutfaktan bir bardak su alıyor.
Wir holen die Kinder von der Schule ab.
Çocukları okuldan alıyoruz.
Ich hole schnell etwas zu trinken.
Hızlıca içecek bir şey alıyorum.
Kannst du bitte das Buch aus dem Regal holen?
Lütfen raftan kitabı alabilir misin?
Er holt die Post jeden Morgen.
Her sabah postayı alıyor.
Wir holen unsere Freunde vom Bahnhof ab.
Arkadaşlarımızı tren istasyonundan alıyoruz.
Sie holt frische Brötchen vom Bäcker.
Fırından taze ekmek alıyor.
Holst du bitte einen Stuhl für mich?
Benim için bir sandalye getirir misin lütfen?
Ich habe meinen Mantel aus dem Auto geholt.
Paltomu arabadan aldım.
Er hat einen Arzt geholt.
Bir doktor getirdi.
Wir haben Getränke aus dem Keller geholt.
Bodrumdan içecekler aldık.
Sie holte ihr Kind aus dem Kindergarten.
Çocuğunu anaokulundan aldı.
Ich werde das Paket morgen holen.
Paketi yarın alacağım.
Wirst du die Gäste vom Flughafen holen?
Misafirleri havaalanından alacak mısın?
Wir werden Hilfe holen, wenn es nötig ist.
Gerekirse yardım getireceğiz.
Du solltest dir Rat bei einem Experten holen.
Bir uzmandan tavsiye almalısın.
Er holte tief Luft und sprach weiter.
Derin bir nefes aldı ve konuşmaya devam etti.
Wenn du möchtest, hole ich dir einen Kaffee.
İstersen sana bir kahve alırım.