rufen kelimesi Türkçe'de "çağırmak, seslenmek" anlamına gelmektedir. rufen ile ilgili cümle örneklerini Almanca Türkçe olarak bulabilirsiniz. Almanca A1, A2, B1, B2, C1, C2 dil seviyelerine göre rufen cümle örnekleri de yine burada verilmektedir.
rufen Almanca Türkçe Cümleler
rufen ile ilgili cümle örnekleri ekleyerek Almanca öğrenen birçok kişiye destek olabilirsiniz. Katkılarınız için şimdiden teşekkür ederiz.
1
Ich rufe meinen Hund im Garten.
Bahçede köpeğime sesleniyorum.
2
Er ruft laut nach seiner Schwester.
O, kız kardeşine yüksek sesle sesleniyor.
3
Wir rufen ein Taxi für die Gäste.
Misafirler için bir taksi çağırıyoruz.
4
Ich rufe meinen Freund jeden Abend an.
Her akşam arkadaşıma telefon ederim.
5
Kannst du den Hund rufen?
Köpeği çağırabilir misin?
6
Er rief laut nach Hilfe.
Yüksek sesle yardım çağırdı.
7
Wir rufen den Kellner, um die Rechnung zu bekommen.
Hesabı almak için garsonu çağırıyoruz.
8
Die Mutter ruft ihre Kinder zum Abendessen.
Anne çocuklarını akşam yemeğine çağırıyor.
9
Ich rufe dich morgen zurück.
Seni yarın geri ararım.
10
Er hat laut in den Wald gerufen.
Ormana yüksek sesle bağırdı.
11
Warum rufst du mich mitten in der Nacht an?
Neden beni gece yarısı arıyorsun?
12
Die Kinder riefen fröhlich im Park.
Çocuklar parkta neşeyle bağırdı.
13
Hast du schon den Notdienst gerufen?
Acil servisi çağırdın mı?
14
Wir rufen die Polizei, wenn es Probleme gibt.
Bir sorun olduğunda polisi ararız.
15
Er ruft seinen Bruder, um ihm zu helfen.
O, yardım etmesi için kardeşini çağırıyor.
16
Rufen Sie mich bitte später an.
Lütfen beni daha sonra arayın.
17
Die Lehrerin ruft die Namen der Schüler.
Öğretmen öğrencilerin isimlerini sesleniyor.
18
Wenn du Hilfe brauchst, ruf einfach!
Eğer yardıma ihtiyacın olursa, sadece çağır!
×
Hata Bildir
×
Teşekkürler!
Hatayı bizimle paylaştığınız için teşekkür ederiz. Katkılarınız için minnettarız!