treffen kelimesi Türkçe'de "buluşmak, karşılaşmak, rastlamak, vurmak, isabet etmek" anlamına gelmektedir. treffen ile ilgili cümle örneklerini Almanca Türkçe olarak bulabilirsiniz. Almanca A1, A2, B1, B2, C1, C2 dil seviyelerine göre treffen cümle örnekleri de yine burada verilmektedir.
Wir treffen uns morgen im Café. 
Yarın kafede buluşuyoruz.
Ich habe zufällig meinen alten Freund getroffen.
Eski arkadaşıma tesadüfen rastladım.
Der Ball traf ihn am Kopf.
Top kafasına isabet etti.
Ich treffe meine Freunde jeden Samstag.
Her cumartesi arkadaşlarımla buluşuyorum.
Wir treffen uns um 18 Uhr vor dem Kino.
Saat 18'de sinemanın önünde buluşuyoruz.
Triffst du dich heute mit deiner Schwester?
Bugün kız kardeşinle buluşuyor musun?
Er trifft oft alte Bekannte in der Stadt.
Şehirde sık sık eski tanıdıklarına rastlıyor.
Sie trifft eine Entscheidung für ihre Zukunft.
Geleceği için bir karar veriyor.
Habt ihr euch gestern im Park getroffen?
Dün parkta buluştunuz mu?
Ich habe ihn zufällig im Supermarkt getroffen.
Onunla süpermarkette tesadüfen karşılaştım.
Wir trafen uns früher oft in diesem Café.
Eskiden bu kafede sık sık buluşurduk.
Er hat die richtige Entscheidung getroffen.
Doğru kararı verdi.
Sie trafen sich heimlich im Wald.
Gizlice ormanda buluştular.
Ich werde dich morgen wieder treffen.
Yarın seninle tekrar buluşacağım.
Wirst du die Entscheidung alleine treffen?
Kararı tek başına mı vereceksin?
Wir werden uns nächste Woche treffen.
Gelecek hafta buluşacağız.
Er trifft den Ball mit voller Kraft.
Topa tüm gücüyle vuruyor.
Die neue Regelung trifft vor allem kleine Unternehmen hart.
Yeni düzenleme özellikle küçük işletmeleri sert etkiliyor.
Der Vorschlag, den du gemacht hast, trifft genau den Punkt.
Yaptığın öneri tam isabetliydi.
Ich hätte ihn beinahe nicht getroffen.
Onunla neredeyse karşılaşamıyordum.