trinken kelimesi Türkçe'de "içmek" anlamına gelmektedir. trinken ile ilgili cümle örneklerini Almanca Türkçe olarak bulabilirsiniz. Almanca A1, A2, B1, B2, C1, C2 dil seviyelerine göre trinken cümle örnekleri de yine burada verilmektedir.
Ich trinke jeden Morgen Kaffee. 
Her sabah kahve içerim.
Wir trinken oft Tee am Nachmittag.
Öğleden sonra sık sık çay içeriz.
Er trinkt ein Glas Wasser.
O, bir bardak su içiyor.
Ich trinke jeden Morgen Kaffee.
Her sabah kahve içiyorum.
Er trinkt gerne Tee mit Zitrone.
Limonlu çay içmeyi sever.
Wir trinken Wasser nach dem Sport.
Spor sonrası su içiyoruz.
Trinkst du genug am Tag?
Gün içinde yeterince içiyor musun?
Sie trinkt nie Alkohol.
O, asla alkol içmez.
Ich habe gestern zu viel Cola getrunken.
Dün çok fazla kola içtim.
Wir haben heißen Kakao getrunken.
Sıcak kakao içtik.
Kinder sollen viel Wasser trinken.
Çocuklar çok su içmeli.
Trink bitte nicht so schnell!
Lütfen bu kadar hızlı içme!
Ich trinke am liebsten stilles Wasser.
En çok sade su içmeyi severim.
Sie hat einen heißen Tee getrunken, um sich zu wärmen.
Isınmak için sıcak bir çay içti.
Er trinkt morgens immer frisch gepressten Orangensaft.
Sabahları her zaman taze sıkılmış portakal suyu içer.
Wir trinken heute Abend ein Glas Wein.
Bu akşam bir bardak şarap içiyoruz.
Während des Meetings tranken alle nur Wasser.
Toplantı sırasında herkes sadece su içti.
Wenn man krank ist, sollte man viel Tee trinken.
Hasta olunca bolca çay içmelisin.