werfen kelimesi Türkçe'de "atmak" anlamına gelmektedir. werfen ile ilgili cümle örneklerini Almanca Türkçe olarak bulabilirsiniz. Almanca A1, A2, B1, B2, C1, C2 dil seviyelerine göre werfen cümle örnekleri de yine burada verilmektedir.
Ich werfe den Ball zu meinem Freund. 
Topu arkadaşıma atıyorum.
Sie wirft den Müll in den Mülleimer.
O, çöpü çöp kutusuna atıyor.
Wir werfen die alten Sachen weg.
Eski eşyaları atıyoruz.
Ich werfe den Ball zu dir.
Topu sana atıyorum.
Kannst du den Müll in den Eimer werfen?
Çöpü kovaya atabilir misin?
Er hat den Schlüssel ins Gras geworfen.
Anahtarı çimenlerin içine attı.
Wir werfen Steine ins Wasser, um Wellen zu sehen.
Dalga görmek için suya taş atıyoruz.
Warum wirfst du deine Sachen immer auf den Boden?
Eşyalarını neden hep yere atıyorsun?
Sie wirft den Brief in den Briefkasten.
Mektubu posta kutusuna atıyor.
Der Junge warf den Ball über den Zaun.
Çocuk topu çitin üzerinden attı.
Ich habe den alten Stuhl weggeworfen.
Eski sandalyeyi attım.
Er wirft gerne Körbe beim Basketballspielen.
Basketbol oynarken potaya atmayı seviyor.
Bitte wirf den Apfel nicht auf den Boden!
Lütfen elmayı yere atma!
Die Katze warf die Vase vom Tisch.
Kedi vazoyu masadan düşürdü.
Ich werfe das Handtuch, ich gebe auf.
Havluyu atıyorum, pes ediyorum.
Sie hat den Ball ins Tor geworfen.
Topu kaleye attı.
Wir werfen im Herbst die Blätter in große Haufen.
Sonbaharda yaprakları büyük yığınlar halinde toplarız.
Warum hast du den Stein ins Fenster geworfen?
Taşı neden pencereye attın?