zuhören kelimesi Türkçe'de "dinlemek, kulak vermek" anlamına gelmektedir. zuhören ile ilgili cümle örneklerini Almanca Türkçe olarak bulabilirsiniz. Almanca A1, A2, B1, B2, C1, C2 dil seviyelerine göre zuhören cümle örnekleri de yine burada verilmektedir.
Ich höre dir aufmerksam zu. 
Seni dikkatlice dinliyorum.
Die Schüler müssen dem Lehrer zuhören.
Öğrenciler öğretmeni dinlemek zorunda.
Er hat dem Vortrag nicht zugehört.
O, sunumu dinlemedi.
Wenn alle einander besser zuhören würden, gäbe es weniger Missverständnisse.
Herkes birbirini daha iyi dinlese, daha az yanlış anlaşılma olurdu.
Er hat nicht zugehört und deshalb alles falsch verstanden.
Dinlemedi ve bu yüzden her şeyi yanlış anladı.
Ich höre dem Lehrer aufmerksam zu.
Öğretmeni dikkatle dinliyorum.
Kannst du mir bitte zuhören?
Lütfen beni dinleyebilir misin?
Die Kinder hören der Geschichte gespannt zu.
Çocuklar hikayeyi merakla dinliyor.
Wir hören jeden Morgen den Nachrichten im Radio zu.
Her sabah radyodaki haberleri dinliyoruz.
Sie hört ihm nie richtig zu.
Onu asla doğru düzgün dinlemiyor.
Hörst du mir überhaupt zu?
Beni gerçekten dinliyor musun?
Im Unterricht habe ich dem Professor gut zugehört.
Derste profesörü iyi dinledim.
Die Schüler haben der Lehrerin aufmerksam zugehört.
Öğrenciler öğretmeni dikkatle dinlediler.
Er hörte der Musik stundenlang zu.
Saatlerce müziği dinledi.
Sie hörte ihm zu, obwohl sie müde war.
Yorgun olmasına rağmen onu dinledi.
Ich werde dir jetzt genau zuhören.
Şimdi seni dikkatlice dinleyeceğim.
Wirst du dem Vortrag bis zum Ende zuhören?
Sunumu sonuna kadar dinleyecek misin?
Wir werden dem Experten genau zuhören.
Uzmanı dikkatlice dinleyeceğiz.
Du musst lernen, besser zuzuhören.
Daha iyi dinlemeyi öğrenmelisin.